Olympus EM1 MARK III Hakkında Kısa İnceleme…
Geçtiğimiz günlerde düzenlediğimiz Bafa Fotoğraf Kampı 4. Döneminde Olympus’un yeni modeli OM-D EM1 Mark 3’ü deneme imkanım oldu. Sizlerle yeni makine hakkındaki ilk izlenimlerimi yazmak istedim. Bu model EM1 Mark 2 ile EM1 X modellerinin fiziksel özelliklerinden ortak noktalar taşıyor, ayrıca AF (Astı Focus) ve IS (Image Stabilizer) gibi özelliklerinin geliştirildiğini görüyoruz…
Öncelikle makinenin açıklanan özelliklerini kısaca yazayım:
* 20MP Micro Four Thirds sensörü
* 121 noktalı otomatik odaklama sistemi
* Daha önceki modellerde tripod ile yapılması gereken yüksek çözünürlüklü çekim modunun elde de kullanılabilmesi
* 60 fps’ye kadar Raw + JPEG yakalama (otomatik netleme ile 18 fps’ye kadar)
* 7.0 (CIPA standardı) olarak derecelendirilmiş görüntü sabitleme, “Senkronize IS” lenslerle 7,5 EV’ye kadar görüntü sabitleme çalışabiliyor.
* “Canlı ND” çoklu çekim modu
* Şarj başına 420 çekim pil ömrü
* Çift SD kart yuvası (1 yuva hızlı -UHS II- kartla çalışabiliyor)
* 237Mbps’ye kadar UHD 4K / 30p video ve DCI 24p
* Kapsamlı, IPX1 dereceli hava sızdırmazlığı
* USB şarj (USB PD standardı kullanılarak)
Elbette bu yazılan özelliklerin bazılarını kullanımla anlamak ve anlamlandırmak daha kolay oluyor. Sadece liste olarak bakıldığında “evet çok güzel” dediğimiz özellikleri kullanımda dertlerimizi çözdüğünde daha çok takdir ettiğimizi söylemeliyim.
Sarsıntı Engelleyici (IS)
Benim gibi yolculuklarda fotoğraf çekenleri en çok ilgilendiren özelliklerin başında Sarsıntı Engelleyici özellik geliyor diye tahmin ediyorum. Gün boyunca boynumuzda, omzumuzda makineyle dolaşan bizler için bir de tripod taşımak zaman zaman eziyet olabiliyor. Bu nedenle de az ışık koşullarında elde çekim yapabilmek oldukça önemli. Olympus EM1 Mark 3’te de daha önceki modellerde olduğu gibi oldukça başarılı bir Sarsıntı Engelleme özelliği çalışıyor. Bu sayede 12-100 mm f4 Pro objektif ile 2 saniyeye kadar rahatlıkla elde çekim yapabildiğimi söylemem gerek.
Aynı zamanda Olympus EM1 Mark 3 modelinin AF sisteminde yer alan yüz ve göz tanıma özelliği oldukça başarılı bir şekilde çalışıyor. Çok az ışıklı ortamda dahi netliği hatasız yapabiliyorsunuz.
Yeni Olympus EM1 Mark 3’ün gövdesinde EM1 X modelinde olduğu gibi düğmelerin yerleri değiştirilmiş (örneğin MENU düğmesi sol üst köşeye geçmiş), daha önce AF noktaları seçimini yaptığımız oklar elbette duruyor, bununla birlikte joystick de eklenmiş. Bu da kullanımı oldukça kolaylaştırıyor.
Yine yana açılan ve dönebilen LCD ekran sayesinde farklı açılarda çekimler yapabiliyoruz. Yerden sıfır çekim yapabilmek, normalde vizörden izleyerek yapamadığımız çekimleri yapma şansını veriyor.
Makinenin motor modunda tek çekim, seri çekim, sessiz çekim, self timer gibi özellikler yine var. Seri çekim mekanik perdeyle saniyede 10, elektronik perdeyle saniyede 18 kareye kadar çekim yapabiliyor. Bu da hareketli konuları çalışırken konunun farklı anlarını yakalama konusunda çok yardımcı oluyor. Bafa Fotoğraf Kampı’nda günbatımı çekimlerinde zaman zaman denediğimiz zıplayan arkadaşımızın siluetleri fotoğrafını bu özellik ile çalışıyoruz. (Bu çekimlerde bize Ece Mina Saner modellik yapıyor.)
Açılır ekran ve seri çekim özelliklerini bir arada kullandığımızda farklı birçok konuda çalışma şansımı oluyor. Bafa’da günbatımında balıkçıların ağ atma işlemini de bu özellikleri kullanarak çalıştığımızda keyifli sonuçlar alabiliyoruz. (Bu fotoğraflarda da bize Mithat Amca modellik yapıyor.)
Olympus EM1 Mark 3 diğer modellerde olduğu gibi (EM10 serisi hariç) su ve toza karşı korumalı, ayrıca donmaya karşı da dayanıklı. Elbette Bafa’da donma gibi durum söz konusu değil, ancak bu özellik Türkiye’nin en güzel yürüyüş rotalarından olan Antik Karia Yolu’nda yaptığımız yürüyüşlerdeki zor koşullarda da (toz, toprak vb) rahatlıkla kullanmayı sağlıyor.
Makinenin fiziki özelliklerini son olarak INFO ekranıyla tamamlayalım isterim. Daha önceki tüm modellerde olduğu gibi INFO ekranı makinenin o an ayarlı olduğu en temel ayarları bize gösteriyor ve istediğimiz ayara kolayca girip değişiklik yapmaya da imkan sağlıyor.
Bu modelde de yer alan Digital Tele Converter (Dijital tele Dönüştürücü) objektifinizin odak uzaklığının (görüş açısının) yakınlaştırma için yeterli olmadığı durumlarda x2 yakınlaştırmayla çekimi kolaylıkla gerçekleştirmeyi sağlıyor. Elbette kaydedilen dosyanın büyüklüğü yarıya düşüyor (sadece JPEG’ler için) ve daha küçük ebatlı fotoğraf elde edebiliyorsunuz ama hiç çekim yapamayacağınız bir durumu kurtarmak için oldukça yardımcı oluyor.
Elbette Olympus EM1 Mark 3 modelinde de diğer tüm modellerde bulunan LiveBulb, LiveTime ve LiveComp özelliklerini yine kullanabiliyoruz. Bu sayede uzun pozlama çekimlerinde görüntünün gelişimini izleyerek çekimleri gerçekleştirebiliyoruz.
Bafa Fotoğraf Kampı’nda ND (Yoğunluk) filtresiyle yaptığımız çekimlerinde de bu özelliği kullanarak oldukça rahat çalışabildik. Örnek fotoğrafı B & W’nun ışığı 10 stop kıran filtresiyle 60 saniye ile çektim.
Bu özellikleri en çok yıldız pozlama çalışmalarına kullanıyoruz. Özellikle 45 – 60 dakika süren bu çekimlerde yıldızların oluşturduğu çizgileri izleyerek yapılan çekimler oldukça keyifli sonuçlar veriyor.
Örnek fotoğrafı LiveComp özelliğiyle ISO 640, f4 ve 60 saniyeye ayarlı olarak 60 dakikada çektim.
Elbette tüm Olympus modellerde olduğu gibi EM1 Mark 3 modelinin LCD ekranında da yaptığınız pozlama müdahalelerini izleyerek çekimi yapabiliyoruz. Bu sayede de günbatımı gibi pozlamaya müdahale ettiğimiz çekimleri çok kolaylıkla gerçekleştirebiliyoruz.
Olympus EM1 Mark 3 modelinde de diğer Olympus modellerde olduğu gibi ART filtresi özelliğiyle görsel etkisi oldukça güçlü sonuçlar alabiliyoruz. Genelde ART modu kullanırken Dramatik Tone – Siyah Beyaz seçeneğini tercih ediyorum. Özellikle bulutların da olduğu görüntülerde keyifli sonuçlar alabiliyoruz.
Sonuç olarak, Olympus’un EM10 ve EM5 modellerini kullanan dostların daha üst bir makine grubuna geçmek istediklerinde çok başarılı bir model ile karşılaşacaklarını söyleyebilirim. EM1 Mark 2 kullanan dostlar da EM1X’in bazı özelliklerini bu modelde bulabilecekler.
Son dönemlerde sermaye değişikliği sebebiyle pek çok dedikoduyla karşılaşan Olympus bir yandan EM10 Mark IV gibi yeni modelleri ve 150-400 mm gibi objektifleri duyuruyor, bir yandan da EM1 Mark 3 gibi çok başarılı modelleri kullanıcılara ulaştırıyor.