Olympus ile Klasik Sonbahar Rotası

Fotoğrafçılar bilirler, sonbaharda fotoğraf Yedigöller Milli Parkı’nda çekilir. Zira yaz bittiği, kışın ise daha kendini göstermediği zamanlarda, ışık ve renk fotoğrafçılar için enteresan olanaklar verir. Güneş bu sonbahar aylarından itibaren tepe konumundan yatay konuma geçtiği için renklerin kontrastı giderek yumuşar. Doğa da giderek renk değiştirir. 

Ekim ortalarından Kasım ortalarına kadar geçen süre, özellikle Yedigöller’de doğa fotoğrafları çekmek için en iyi zamandır. Yapraklar yeşil, sarı, kızıl ve bu renklerin envai çeşit tonlarından oluşan çeşitli renklere bürünür olur. Sık ağaçların arasından süzülerek gelen ışık, aradaki su birikintilerine düşer. Yapraklara renkli konturlar veren ters ışık ise “iyi fotoğraf” için zemin hazırlar. 

Bahar ve yaz aylarında yeşilin, sonbaharda ise yeşil, sarı, kahverengi ve kızılın her tonunun bir arada bulunduğu renk cümbüşünü yaşayabilmek, ağaçlar arasından sızan ışık huzmelerinin büyüsüne kapılmak için Yedigöller’i mutlaka görmeniz gerekir. Üstelik fotoğraf çekmeye de meraklıysanız, bundan daha iyi bir plato bulamazsınız. Hiçbir stüdyo ortamı doğanın bu eşsiz güzelliğiyle boy ölçüşemez. 

Her zamanki gibi önce hazırlık… 

Fotoğraf makinesi: Yedigöller – Amasra – Safranbolu rotasında öncelikli olarak doğa fotoğrafları çekebiliriz. Ayrıca mimari çekimler de bir başka çekim başlığımızı oluşturuyor. Bu çalışmalardan verimli bir sonuç alabilmek için birkaç farklı objektif kullanıyoruz. Eğer sık sık objektif değiştirmek istemiyorsanız yanınızda 2 farklı makine gövdesi olmasında fayda var. 

Objektif: Bu yolculukta görselliği güçlü doğa fotoğrafları ve mimari fotoğraflar için iyi bir geniş açı objektif çok yardımcı olmaktadır. Olympus Zuiko’nun 7-14 mm f/2.8 Pro Lens iyi bir çözümdür. Ayrıca 9-18 mm f/4-5,6 objektif de işinizi görecektir.  Genel görüntüler için yine Olympus için 12-40 mm f2.8 Pro Lens iyi bir yardımcıdır. Uzaktaki konular ve detay görüntüler için 40-150 mm f2.8 Pro Lens en iyi çözüm olmakla beraber 12-100 mm f4 Pro Lens de son dönemde kullandığım ve hemen her fotoğraf konusunda yardımcı olan bir objektif. Yaprak, mantar vb konular için Olympus 30 mm Macro f/ 3,5 objektif de oldukça başarılı sonuçlar almanızı sağlayacaktır. 

Tripod: Bu rotada makro, doğa, mimari, gece fotoğrafları gibi konular ağırlıklı olarak çalışılan konulardır. Bu nedenle mutlaka bir tripod ile yola çıkmak gerekir. Manfrotto Elements ya da BeFree modelleriyle 3 Legged Thing marka tripodlar hem küçük hem sağlam yapılarıyla her yolculukta yanımızda olması gereken ekipmandır. 

Filtreler: Doğa fotoğrafçılığında polarize filtre en çok kullandığımız filtrelerden biri. Kontrastı arttırarak renklerin daha doygun çıkmasını sağlayan bu filtre ile gökyüzünü daha mavi, bulutları daha beyaz kaydedebildiğimiz gibi yansımaları da engellemesi açısından oldukça yararlı bir filtredir. Ayrıca ND (Neutral Density – Yoğunluk) filtresi de ışığı kırarak düşük enstantane kullanmamızı ve uzun pozlama fotoğrafları çekmemize çok yardımcı oluyor. Şelale, göl gibi konuların yanı sıra Amasra Liman’da da dalgaları çekerken kullanacağımız bir filtredir. Mutlaka yanınızda olmalı… 

Çekim zamanı: Verimli bir fotoğraf çalışması yapabilmek adına bu rotayı en az 3 günde çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Son yıllarda Bolu’dan Yedigöller Milli Parkı’na çıkan 42 km’lik yol asfalt yapıldı. Bu nedenle de özellikle Cumartesi ve Pazar bölge çok kalabalık oluyor. Tavsiyem mümkünse hafta içi bir gün orada olmaktır. Gecenin ilerleyen saatlerinde (İstanbul’dan) yola çıkarak gün doğumundan önce Yedigöller’de olmak henüz kimseler gelmeden çekim yapabilmeniz için size avantaj sağlayacaktır. Öğleden sonra kalabalıklaşma başladığında siz yolunuzu Amasra’ya çevirebileceksiniz. Böylece akşamüzeri Amasra’da da çekimlere devam edebileceksiniz. 

Çekimler / Teknik çözümler

Bu rotada yapacağınız çekimlerin neredeyse tamamında tripod kullanarak çalışmanızı öneririm. Böylece hem kadraja daha çok hâkim olabileceksiniz hem de diyaframı kısık değerlerde kullanarak sonsuz bir netlik bölgesi sağlayabileceksiniz. 

Özellikle geniş açı objektiflerle çalışırken farklı görsellikler sağlayabilirsiniz, ancak geniş açıların ortaya çıkaracağı deformasyonu da kontrol etmeyi unutmamak gerekiyor. Ancak bu deformasyonu anlatımı destekleyecek şekilde kullanabilirseniz etkili sonuçlar alabilirsiniz… 

Çekimler / Yedigöller – Genel Görüntüler

Yedigöller Milli Parkı’na yaklaşırken ilk çekimleri yapmaya başlayabilirsiniz. Özellikle Kapankaya Bakı Noktası’na çıktığınızda Milli Park Bölgesi’nin görüntüsü oldukça etkileyici olacaktır. 

Kimi sabahlar vadiyi kaplayan sis tabakasıyla karşılaşabilirsiniz. Bu da çok güçlü kadrajlar verebilecek bir durumdur. Ancak sis fotoğraflarında pozlamaya dikkat etmeyi unutmamak gerekir. Sis, kar gibi konular beyaz oldukları için pozometreyi yanıltabilirler. Bu nedenle artı (+) pozlama yaparak düzeltme gerekmektedir. 

Kayın, meşe, karaağaç, kızılağaç, karaçam, kavak ve köknar gibi birçok ağaç çeşidinin bir arada bulunduğu, sık orman dokusu içinde, yedi küçük gölden oluşan oluşuyor Yedigöller. Yedi gölün yedi ayrı adı var: Büyükgöl, Küçükgöl, Deringöl, Seringöl, Nazlıgöl, Sazlıgöl ve İncegöl. Tüm göllerin çevresinde patikalar var. Yürüyüşünüze herhangi bir gölün kıyısından başlayıp patikalar ve patikaların kesiştiği yollar sayesinde diğer tüm göllere ulaşmak mümkün. Yapılması gereken de tam olarak budur. Tüm göllerin çevresindeki patikalardan yürüyerek neredeyse 3-5 adımda bir değişen çevrenin fotoğraflarını çekmek gerekiyor. 

Bu çekimleri yaparken tripodunuzu kurarak 16,22 gibi diyafram değerlerini tercih etmenizi, JPEG formatta çalışıyorsanız Beyaz Ayarı’nı da Cloudy (Bulutlu) olarak ayarlamayı tavsiye ederim…Bu sayede renkler daha canlı olarak kaydedilecektir. Ancak RAW formatta çalışıyorsanız tonalrı ve renkleri daha sonra bilgisayarda seçebileceksiniz. 

Çekimler / Yedigöller – Uzun pozlamalar

Yedigöller Milli Parkı’nda yürüyüşünüz sırasında küçük su düşenler ve şelalelerle karşılaşacaksınız. Elbette bu tarz fotoğraflarda suyun akıyormuş gibi görünmesi daha etkili olabilir. Bu nedenle düşük enstantane kullanarak çalışmak daha doğru bir tercih olacaktır. 

Fotoğrafını çektiğiniz şelale eğer kuytuda, ışığın az olduğu bir yerdeyse diyaframı 22 gibi bir değere kısmak, suyun hareketli görünmesi için yeterli olacaktır. Ancak şelale güneşin güçlü olduğu bir yerdeyse o zaman sadece diyaframı kısmak yeterli gelmeyecektir. Bu gibi durumlarda ND filtre kullanmak ışığı rahatlıkla kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Ben genellikle B&W markasının 1000X (10 stop) filtresini kullanıyorum. Oldukça başarılı sonuçlar alınabilen bir filtre olarak da tavsiye ediyorum. 

Çekimler / Yedigöller – Model kullanımı

Zaman zaman doğa fotoğraflarında doğayla birlikte model kullanarak da çekimler yapabiliyoruz. Bu sayede hem çektiğimiz konuların büyüklüğünü-küçüklüğünü gösterebiliyor hem de uzaklık-derinlik duygusunu da verebiliyoruz. 

Fotoğraflarda model kullanırken, özellikle renkli fotoğrafçılıkta, ana konumuzu vurgulamak için doğada az olan renkleri tercih etmek daha iyi bir yöntemdir. Mavi, yeşil, kahverengi, gri gibi renkler doğada sıkça karşılaştığımız için eğer kontrast bir ortamda değillerse dikkat çekmezler. Sarı, turuncu, kırmızı ise doğa az bulundukları için aynı tonlar içinde değillerse hemen dikkat çekerler.

Çekimler / Yedigöller – Detaylar

Yedigöller Milli Parkı’nda çekim yaparken genel görüntülerin yanı sıra sürekli çevremizi inceleyerek özellikle ters ışıkla vurgulanabilecek detayları da çalışmak gerekir. Bu çekimleri yaparken aydınlık alanları vurgulamanın yolu makinemizi eksi (-) pozlamaya ayarlamaktır. Zaman zaman -2 stop pozlama telafisiyle çalışmak arka planları karanlık görmenizi sağlarken aydınlık bölgeleri vurgulayacaktır. 

Tele objektifle çekebileceğiniz detay fotoğraflarının yanında makro objektifler kullanarak da detayları kaydedebilirsiniz. Makro objektifleri kullanırken mutlaka tripod kullanmanız gerekecektir. Çok sınırlı oluşacak alan derinliğini biraz olsun kontrol edebilmek adına 45 gibi oldukça kısık bir diyafram değeri seçmeniz gerekecektir. Arka planda bokeh etkisi istediğiniz fotoğraflarda ise açık diyafram kullanmanız gerekecektir. 

Göl çevresindeki orman dokusunda da ters ışıkla oluşabilecek görüntüleri dikkatle izlemelisiniz. Aynı şekilde bu fotoğraflarda da eksi (-) pozlamayla tonların daha koyu oluşmasını sağlamanız, ağaçların kontur hatlarında ışıkları görmemizi sağlamanız beklenir. 

Özellikle göl kıyılarında su üzerine düşmüş yaprakları gördüğünüzde bakış yüksekliğinizi değiştirerek ilk gördüğünüzden daha etkili sonuçlar almanız mümkündür. Normal bakış yüksekliğinden baktığınızda sıradan görünen yapraklar neredeyse aynı hizaya kadar eğildiğinizde ışık ve gökyüzünün yansımasıyla birlikte farklı fotoğraflar elde edebileceksiniz. 

Çekimler / Yedigöller – Yansımalar

Yedigöller Milli Parkı’nda göller çevresinde çekim yaparken elbette dikkatinizi çekecek konuların başında göl yüzeylerindeki yansımalar gelecektir. Rüzgâr olmayan sakin günlerde bu yansımaları fotoğraflamak daha kolaydır. Ancak hafif de olsa bir esintinin olması yansımaları bozacaktır. Bu gibi durumlarda yine ND filtre kullanmak pozlama süresini uzatacak ve yansımaları daha net olarak fotoğraflamanızı sağlayacaktır.

Genel görüntülerde de yansımaları fotoğraflamanız daha sonra oluşturacağınız gösteri, sergi, portfolyo gibi sunumlarda oldukça işinize yarayacak görüntüler olacaktır. Bu tarz fotoğraflarda da gökyüzünü kadraja çok dahil etmeden çekim yapmanızı öneririm. Aksi halde ışık değeri daha yüksek olan gökyüzü pozometrenizi yanıltacak ve yansımaların / gökyüzünün pozlamalarının hatalı olmasına yol açacaktır.

Çekimler / Amasra – Gece Çekimi 

Yedigöller Milli Parkı’ndan öğleden sonra ayrılmanız durumunda Bakacak Tepesi’nden Amasra’nın gece fotoğrafını çekmeye yetişecek zamanınız da olacaktır. Bakacak Tepesi’ne geldiğinizde yine tripodunuzu kurarak çalışmanız gerekecek. Bulunduğunuz yerden Amasra Limanı uzak olacağı için yaklaşık 300 mm’lik bir tele objektif kullanmanız iyi bir sonuç almanızı sağlayacaktır. Diyaframı 8 olarak tercih etmeniz ve JPEG formatta çalışıyorsanız Beyaz Ayarı’nı DAYLIGHT (Gün ışığı) olarak seçmeniz doğru olacaktır.  Zaman zaman Beyaz Ayarı’nı FLORESAN olarak seçmek de renklerin etkileyici olarak oluşmasını sağlayabiliyor.

Çekimler / Amasra – Gün Doğumu Çekimi 

Amasra’da gece konaklayarak sabahın ilk saatlerinde oldukça keyifli fotoğraf çalışmaları yapabilirsiniz. Benim birkaç önerim olacak. Bunlardan ilki güneşin doğuş saatinden yarım saat kadar önce Amasra Kalesi’ne çıkmanızdır. Bu sayede gecenin son ışıkları ve günün ilk ışıklarını genel görüntülerle karşılayacaksınız. Bu fotoğrafları çekerken de tıpkı gece çekimlerinde olduğu gibi tripod kullanmanız gerekecektir. Ayrıca geniş açı objektif kullanmanız da genel görüntüler için doğru tercihtir.  

Amasra’nın fotoğraflarını çektikten sonra yönünüzü denize doğru çevirmeniz ve güneşin ilk ışıklarını da kullanarak fotoğraflar üretmenizi öneririm. Yani şehri çektikten sonra kaleyi hemen terk etmeyin. Biraz daha zaman geçirerek güneşin yükselmesini bekleyin. 

Genel görüntüleri çektikten sonra limana doğru dönerek bu kez sabahın ilk ışıklarıyla denize açılan balıkçıları da fotoğraflama şansınız olacaktır. Işığı ve rengi kullanarak etkili sonuç alabilmek adına silüet fotoğraflar çekmenizi öneririm. Bunun için de ışık ölçümünü kadrajdaki aydınlık alanlardan yapmanız gerekecektir.

Balıkçıları izleyen martılar da tele objektifiniz sayesinde, size modellik yapabilirler… Bu tarz fotoğraflarda sadece martıları değil, balıkçıları da kadraja dahil etmek fotoğrafta derinlik duygusunu sağlayacağı için önemli bir noktadır.  

Çekimler / Amasra – Liman 

Kaledeki çekimleri bitirdikten sonra hemen sol tarafta göreceğiniz limana doğru inmenizi de öneririm. Burada göreceğiniz balıkçılar hem keyifli sohbetleriyle sabah neşesi olacak hem de farklı fotoğraf kareleri yakalamanızı sağlayacaktır. 

Balıktan dönmüş ve ağları temizleyen balıkçıları fotoğraflarken detay fotoğraflar iyi birer çalışma konusudur. Bu fotoğrafları çekerken çalışmayı engellemeyecek uzaklıktan ve açıdan çekmeye gayret edin. Orta uzunlukta bir tele objektif bunun için yeterli olacaktır.

Temizlenen ağların tamiri de bir başka fotoğraf konusu olacaktır. Bu fotoğrafları çekerken de kadrajda dikati dağıtacak başka bir öğe olmamasına dikkat edin. Arka planın karanlık ya da flu olması, ana konudan daha aydınlık ya da daha renkli bir konunun bulunmaması önemlidir. 

Balıkçılardan sonra limana demirlemiş tekneler de bir başka fotoğraf çalışma konusu olacaktır. Uzaktan tele objektifle çekeceğiniz tekne fotoğrafları çevre hakkında bilgi verecek kadrajlar olarak arşivinizde bulunması gereken çalışmalardır. 

Ancak bu fotoğrafların yanı sıra küçük su birikintilerine eğilerek, onlarla aynı hizadan bakarak teknelerin yansımalarını da çekebilirsiniz. Bu sayede sıradan görüntülerden biraz daha etkili sonuçlar alabilirsiniz. 

Limanda yer alan dalgakıran üzerindeki duvar yazıları, resimleri, çizilmiş bayrakları fon olarak kullanarak yükselen güneşle birlikte renkleri güçlü, uzayan gölgeleriyle derinlik duygusu olan fotoğraflar da çekmeniz mümkündür.

Yanınızda tripod varken ND filtrenizi de cebinizde, çantanızda tutuyorsanız dalga kırana çarpan dalgaları uzun pozlamayla kaydetmek de etkili sonuçlar verecektir. Ben genelde bu tarz fotoğraflarda Olympus makinelerde bulunan ART mode DRAMATIC TONE filtreyle çekimleri yapıyorum. Bu sayede gözün gördüğünden oldukça farklı sonuçlar alma şansım da oluyor. 

Çekimler / Amasra – Safranbolu Yolu

Amasra – Safranbolu arasında oldukça keyifli bir yolculuk yapacaksınız. Tepeler aşacak, vadilerden geçeceksiniz… Bu yol sırasında bazı bakı noktalarında küçük yerel işletmeler göreceksiniz. Bu noktalar hem çay molası vermek için doğru tercihlerdir hem de çevreden fotoğraflar çekmeniz için size zaman kazandıracaktır. 

Ancak bu mola yerleri dışında da gözünüz hep çevrede olsun… Anlık oluşabilecek sürprizler de iyi fotoğraf verebilir. İlerdeki vadiden geçecek bir sürü, kıvrılarak ufka devam eden bir yol arşivinizde bulunması gereken fotoğraflardır. 

Yol boyunca ışığın etkileyici şekilde oluştuğu ve renkleri vurguladığı anları da kaçırmamanız gerekir. Sürekli değişen kadrajlar için ben genelde Olympus 12-100 mm objektifi tercih ediyorum. Bu sayede sık sık objektif değiştirmeme gerek kalmıyor. Geniş aralıklı bir zoom objektif yolculuklarda oldukça yardımcı olur. 

Çekimler / Safranbolu 

Elbette Safranbolu tek başına önemli bir yazı konusu ve fotoğraf yolculuğu rotasıdır. Bu nedenle bensize birkaç küçük noktayı belirteceğim. Bir başka sayıda sadece Safranbolu’yu detaylı şekilde örnek fotoğraflarla işleriz. 

Safranbolu’ya yaklaşırken uğramanız gereken önemli bir nokta İncekaya Su Kemeri’dir. Su kemerinden çekeceğiniz genel ve detay fotoğraflar bu yolculukta mutlaka çekilmesi gereken fotoğraflar arasında yer alır. 

Bu fotoğrafların yanı sıra farklı bir bakış açısı için ön plana yerleştireceğiniz bir bitki, ağaç vb öğeyi netleyerek su kemerini alan derinliği sınırı dışında bırakarak da fotoğraf çalışmaları yapabilirsiniz.

Elbette vadinin genel görüntü fotoğraflarıyla birlikte vadiye doğru uzanan cam teras da önemli bir fotoğraf çalışması olacaktır. Cam terası çekerken altındaki boşluk duygusunu hissettirecek bir açıdan bakmayı unutmayın.

Safranbolu’ya yaklaştığınızda benim tavsiyem mezarlık yönüne gitmenizdir. Bu bölgeden Safranbolu’nun genel görüntülerini fotoğraflayabileceğiniz gibi yamacın kenarından çarşı içine kadar devam eden taş döşeli yoldan keyifli bir fotoğraf yürüyüşü de yapabilirsiniz. 

Tüm fotoğraf çalışmalarında olduğu gibi genel görüntüleri çekerken daha yakın, daha geniş, daha aşağı, daha yukarı, yatay kadraj, dikey kadraj diye tüm seçenekleri değerlendirdiğinizden emin olmanızı öneririm. Unutmayın, bir fotoğrafın başarılı olabilmesi için konu etrafında alternatif kadrajların çalışılması gerekmektedir. 

Safranbolu sokaklarını ve konaklarını bir başka yazıya bırakarak 2 küçük öneriyle bu sayıdaki yazımı tamamlayayım. Elbette konakları, evleri, sokakları fotoğraflamak, iç mekân ve dış çekimler yapmak eksiksiz bir çalışma için önemlidir. Ancak bunlarla beraber mutlaka genel görüntülerin yanında detaylara da yer vermeniz gerekecektir. Detay görüntüleri genel fotoğraflardan kırparak değil, bazen mesafe olarak bazen de objektifle yaklaşarak oluşturmak gerekir. Bu nedenle Safranbolu çarşısına doğru yapacağınız yürüyüş sırasında bu fotoğrafları da arşivinize katmayı unutmamanızı öneririm. 

Sözü bağlarken; elbette fotoğraf bireysel olarak uğraşılan bir alan. Yine de bir grupla, danışmanla yapılan fotoğraf yolculukları hem verimli çalışma imkânı sağlayabiliyor hem de karşılaştığınız sorunların çözümünde hızlı sonuç almaya yardımcı oluyor. Olympus Yollarda bu amaçla oluşturulan bir yapıdır. Olympus Yollarda fotoğraf yolculuklarına katılmak için mutlaka Olympus’un herhangi bir modelini kullanmanız da gerekmiyor… Bu yolculuklarla ilgili bilgi almak için www.fototrek.com sitesini ziyaret edebilirsiniz…