Olympus ile Everest Ana Kamp Yürüyüşü

Dünyanın en yüksek 10 dağı Nepal’de bulunmaktadır. Elbette 8848 metrelik zirvesiyle Everest, (Sagarmatha ya da  Chomolungma) “Ana Tanrıça” bunlar arasında belki de en ünlüsüdür. Ancak bu zirvelerin ve inanılmaz doğa görüntülerinin yanı sıra Şerpa halkı, dağ köyleri, manastırları ve geleneksel yaşamıyla Himalaya bölgesi yürüyüş için olduğu kadar fotoğraf için de zengin bir platformdur.

Dünyanın pekçok farklı yöresinden yürüyüş meraklıları Nisan – Mayıs aylarında Nepal’de bir araya gelir. Himalaya silsilesi ve Everest eteklerinde yapılacak yürüyüşüler için en uygun mevsim olan bu dönemde Kathmandu sokaklarında yoğun bir hareketlilik göze çarpar. Himalaya yürüyüşleri için Pokhara başlangıç noktasıyken Everest Ana Kamp Yürüyüşü için rota dünyanın en tehlikeli havaalanlarından da kabul edilen Lukla’ya çevrilir. 

Deniz seviyesinden 2800 metre yükseklikte bulunan Lukla’nın havaalanı bir ucu uçurum diğer ucu düz duvar olan 600 metrelik piste sahip küçük bir havaalanıdır. Her gün sabahın ilk saatlerinden itibaren sırt çantaları, yürüyüş batonları ve trekking giysileriyle onlarca turist Kathmandu Tribhuvan Havaalanı İç Hatlar bölümünde Lukla uçuşlarını bekler. Sadece Kathamndu’da değil Lukla’da da havanın uygun olmasıyla 16 kişilik küçük uçaklar peş peşe seferlere başlarlar. Dağlık alanda hava durumu çok değişken olduğu için havaalanında saatlerce beklemek sıradan işlerdendir. Yaklaşık 45 dakika sürecek uçuş için 7 – 8 saat beklemek normal olabilir. 

Hazırlık

İlkokul günlerinden beri “Dünyanın Çatısı”, “En yüksek dağ” gibi tanımlamalar yüksekliğini ezberlediğim, bir küçük fotoğraf, bir kısa belgesel ya da bir film çıktığında merakla ve heyecanla görmeye çalıştığım Everest Dağı’nın 5356 metre yüksekliğindeki Ana Kamp’ına düzenlenen bir yürüyüşe katılmaya karar verdiğimde birkaç başlıkta hazırlanmam gerekiyordu. İk olarak yeme-içme alışkanlıklarımı bir düzene sokarak 3 ayda yaklaşık 11 kg verdim. Buna ek olarak basit de olsa egzersizler yaparak kondisyonumu da arttırmam gerekiyordu, ancak maalesef buna zamanım olmadı. Önceki yıllardan gelen dağcılık ve yürüyüş alışkanlıklarıma güvenerek bu açığımı kapatacağıma inanıyordum. Böyle bir yürüyüşe niyetlenen herkesin en azından yürüyüş, merdiven çıkma gibi basit egzersizlerle hazırlık yapmasında fayda var. 

İkinci hazırlık kılık – kıyafet ile ilgili olanlardı. Ana Kamp bölgesinde Mayıs ayında bündüz 3-5, gece -15 dereceye düşen ısı sebebiyle termal içlik, rüzgar geçirmeyen pantolon ve mont, polar, kalın çoraplar, yürüyüş için sağlam bir ayakkabı, gece için uyku tulumu öncelikli ekipmandı. Lukla’ya uçarken tüm çantalarınızın toplam 15 kg olması gerektiğini düşünerek dikkatli bir planlama yapmak oldukça önemli. 

Üçüncü hazırlık fotoğraf ekipmanıyla ilgili… Hem yanımda fazla ağırlık taşımamak hem de bir çok farklı konuyu çalışmak gerektiğinden bu tarz yolculuklarda zoom objektif kullanmayı daha doğru buluyorum. Olympus OMD Em1 Mark II makinemle birlikte yeni çıkan 12-100 mm f/4 PRO Lens bu seyahatin ayrılmaz parçası oluyor. Yedek olarak yanıma aldığım Olympus EM1, 12-40 mm PRO Lens ise sadece çantamda benimle bu yıluluğu yapmış oldu, bir kare bile kullanmaya ihtiyaç duymadan geri getirdim. Yürüyüşlerde ve konakladığım kasabalarda yaptığım video çalışmaları için Olympus TG Tough Tracker aksiyon kamerası da küçük ve becerikli bir yol arkadaşı oldu. Gece yıldız çekimleri için Manfrotto BeFree One modeli tripod, makinemi kolay taşıyabilmek için Foto Speed makine askısı da çantanın bir köeşesinde kendilerine yer buldular. 

Özellikle dağda yürüyüş sırasında yükseldikçe en önemli sorunlardan biri elektronik ekipmanın şarj edilmesi. Bu nedenle bol miktarda yedek pil olmasında fayda var. Birçok yürüyüşçünün sırt çantalarına bağlı güneş enerjisiyle şarj olan pil ünitelerini görünce doğrusu oldukça imrenmiştim. Nisan 2018’de aynı yolculuğu tekrarlayacağım zaman bu ekipmandan ben de yanımda götüreceğim. Gidecek olanlara da özellikle tavsiye ediyorum. 
Not: Nisan 2018’deki yolculukta da bu pil ünitelerinden götürmedim 🙂 Pandemi bittiğinde yapacağımız yolculuk için kesin niyetliyim ama…

Yolculuk

Sabahın ilk saatlerinde birçok tursit ile birlikte ben de havaalanında beklemeye başladım. 1300 metre yükseklikteki Kathmandu’dan 2800 metredeki Lukla’ya olan uçuş için şanslıydık. 1 saatlik bir rötar ile uçağımız havalandı ve Lukla’ya ulaştık. 

Lukla’da kısa bir çay molası ve yürüyüş izni için gerekli olan evrakların kontrolünden sonra ilk konaklama yeri olan Phakding’e yaklaşık 3 saat süren yürüyüşe başladık. Phakding 2650 metre yükseklikte dolayısıyla bu yürüyüşün büyük bir bölümü iniş olarak gerçekleşiyor.

Rehberim Asmit Raee ile yürüyüş boyunca rota hakkında konuşarak bilgi almaya başladım. Bu ilk gün dışında 5160 metre yükseklikteki Gorak Shep’e ulaşana kadar daha çok dik çıkışlar yapacağımızı, ilk 2 gün birçok asma köprüden geçerek vadileri aşacağımızı, tempomu oldukça yavaş tutarak sıkıntı yaşamayacağımı bu ilk sohbetlerde öğrendim. 

12 gün süren yürüyüş programında tüm konaklama yerleri birbirine benziyor. Çeşitli yüksekliklerde kurulan küçük köylerde yer alan Lodge’lar 10 – 15 odadan oluşuyor. Odalar kontraplak ile birbirlerinden ayrılmış durumda ve ısıtma yok. Yatağınızda bir yastığınız bir de ince battaniyeniz bulunuyor. Duş ve wc genelde ortak, duş için ekstra bir ödeme yapmanız gerekiyor. Gece uyumak için uyku tulumu, hijyen için ıslak mendil ve sıvı sabun gibi malzemeler bu nedenle zaruri ihtiyaç… 

Phakding’e öğleden sonra ulaşınca çevreyi dolaşmak, fotoğraf çekmek ve dinlenmek dışında bir şey yapmaya zaman kalmıyor. Gün bu yürüyüş programında erken başlayıp erken bitiyor. Sabah 07:00 civarında yütüyüşe başlamış oluyorsunuz. Günlük yürüyüşler 5 – 6 saat sürüyor. Temponuzu yavaş tutarak, sakin bir yürüyüş yapmak da mümkün. Bu durumda yüüyüşünüz 6 – 7 saat sürecektir. Kısacası en kötü ihtimalle bir sonraki konaklama noktasına öğleden sonra 14:00 civarında ulaşmış oluyorsunuz. Böylece akşama kadar dinlenmeye, fotoğraf çekmeye ve yürüyüş yapan dünyanın farklı yerlerinden gelen insanlarla sohbet etmeye zamanınız kalıyor. 18:00 – 18:30 civarından yiyeeğiniz akşam yemeğinden sonra da 19:30 gibi yıldız fotoğraflarınızı çekebiliyor, en geç 20:30 civarında uyku tulumuna girmiş oluyorsunuz. Ertesi gün aynı tempo tekrar yaşanıyor. 

2650 metrelik Phakding’den sonra sıkı bir yürüyüş ile 3440 metre yükseklikteki Namche Bazaar’a ulaşacaksınız. Namche bölgenin en büyük yerleşimlerinden ve farklı rotalarda da yürüyeceklerin son buluşma noktası. Namche’ye ulaşmak için oldukça dik yokuşlar çıkacak, asma köprüler geçecek ve doğal merdivenlerden tırmanacaksınız. Yürüyüş sırasında ilk kez “Ana Tanrıça” Everest ile karşılaşacak, Namche’ye ulaştığınız Şerpa Müzesi’ni de ziyaret ederek yüksek irtifa halkının kültürüyle de tanışacaksınız. 

(namche_bazaar fotoğrafı) + (namche_everest fotoğrafı)

Namche Bazaar’a ulaştığınızda aklimatizasyon (yüksek irtifaya alışma) işlemi için bir gün beklemeniz akıllıca bir hareket olacaktır. Bu bir günlük dinlenme sırasında karşı yamaçtaki manastırı ziyaret etmek ve çarşıdaki dükkanları dolaşmak iyi bir fikirdir. Vücudunuzun yüksek irtifadaki oksijen seviyesine alışması için hareketlerinizin yavaş olması, ani davranışlardan kaçınmanız önerilen diğer başlıklardır. 

(namche_serpamuzesi fotoğrafı)

Bir günlük dinlenmenin ardından kendinizi çok daha iyi hissedecek bundan sonra hergün adım adım yapacağınız yükseliş size çok daha kolay gelecektir. Yine de bu yürüyüşlerde de temponuzu düşük ayarlamanız, size fazla gelen yüklerinizi taşıyıcınız ile paylaşmanız, bol su tüketmeniz, sık aralıklarla kısa molalar vermeniz önemlidir. Namche’den itibaren artık 7,000 – 8,000 metrelik zirveler arasında yürüyeceksiniz, çevrenin tadını çıkarmanız ve verimli fotoğraf çalışmaları da yapabilmenizin ilk yolu sağlıklı olmanızdan geçiyor, unutmayın! 

Namche’den başlayan yürüyüş günlük ortalama 5 – 6 saatlik sürelerle 2 günde önce 3820 metredeki Debuche’ye, oradan 4410 metredeki Dingboche’ye ulaşacak. Yükseklik arttıkça sürekli olarak vücudunuzu dinlemeniz gerekiyor. Aşırı yorgunluk, başağrısı, halsizlik gibi şikayetleriniz artıyorsa Dingboche’de de bir gün dinlenmek iyi gelecektir. Günlük ortalama 400 – 500 metre yükselmek normaldir. Daha fazla irtifa kazanmak sıkıntıların artmasına sebep olabilir. Bu nedenle temponuzu buna göre ayarlamanız gerekir. 

Dingboche’den sonraki yürüyüş artık sizi Khumbu Vadisi’nin içinde bir yükseliş ile 2 günde önce 4920 metredeki Leboche’ye oradan da Ana Kamp öncesi son yerleşim olan 5160 metredeki Gorak Shep’e ulaştıracak. 

Everest Ana Kamp ve Kala Patthar Zirvesi

5000 metrelere çıktıkça hava soğuyacak, muhtemelen kar yağışı ile karşılaşacak, her adımda yorgunluğu daha çok hissedecek ve her başınız kaldırıp 8000’lik zirveleri gördükçe doğaya daha çok hayran olacaksınız. Sırt çantanız daha ağır gelecek, makinenizi her kaldırıp bir fotoğraf çektiğinizde kollarınız ağrıyacak, üç beş adımda bir soluklanmak isteyeceksiniz. Bunlarla birlikte her çektiğiniz karede, her aldığınız nefeste, her attığınız adımda daha çok mutlu olacak, orada olduğunuza, olabildiğinize daha çok şükredeceksiniz… 

Gorak Shep’te 7861 metrelik Nuptse Dağı’nın eteklerinde günün son ışıklarını batırırken dağın her saniye değişen görüntüsünü izlerken etrafınızda oturan dağcılarla yürüyüş, yol, rota üzerine sohbetlere katılacaksınız. Ertesi sabah çıkacağınız 5545 metrelik Kala Patthar zirvesi ya da 5356 metredeki Everest Ana Kampı için son uyarıları, tavsiyeleri can kulağıyla dinleyeceksiniz… 

Benim tavsiyem akşam yemeğinden sonra tripodunuzu kurup Nuptse üzerinde dönen yıldızların bir fotoğrafını çekip, dağı dinleyin… O size ne yapmanız gerektiğini söyleyecektir…

Benim yolculuğumun sonu ya da Kala Patthar’a nasıl çıkamadım…

Sabah 04:30’da -25 dereceye uygun çoraplarım, botlarım, üst üste giydiğim termal içlik, polar ve montum, yürüyüş batonlarım ile rehberim Asmit’in ardından yola düştüm. Hedefimiz 5545 metrelik kala Patthar zirvesine çıkararak Everest ile birlikte Nuptse Dağı’nın fotoğrafını çekerek geri dönmek… 

Bir gün önceden yağan karın içindeki yürüyüşümüz önce kısa bir iniş ile başlıyor. Daha sonra da kafa fenerleri ışığında çıkış… Neredeyse her adımda duurp soluklanarak, çevreyi izleyerek yavaş yavaş yükseliyoruz. Rota kalabalık sayılabilir, sürekli yanımızdan benden daha sıkı yürüyüşçüler geçiyor. Herkes birbirini selamlıyor, şans diliyor. 5250 metre civarında ayaklarımın çok üşüdüğünü, sağ ayak parmaklarımı oynatamadığımı fark ediyorum. Botlarımı çıkarıp parmaklarımı ovalıyorum, biraz ısıtıp tekrar yola düşüyorum… Güneş Nuptse arkasında görünen Everest üzerine düşmeye başlıyor, ama henüz bizim olduğumuz bölgeye ulaşmış değil…

5300 metredeyiz… Adım adım yükseliş devam ediyor, ancak ciddi bir sorunla karşı karşıyayım; içme suyum donmuş durumda… Artık içecek bir şey de kalmadı… Parmaklarımı yine oynatamadığımı fark edince artık yürümeye devam etmenin gereksiz bir zorlama olacğaını düşünüyorum.  Asmit’e buraya kadar gelmenin bile benim için çok öenmli olduğunu, artık huzurla dönebileceğimi söylüyor ve teşekkür ediyorum… Everest’e son bir selam daha yolalyıp dönüşe geçiyorum… Aşağı indikçe güneş bize ulaşmaya ve ısıtmaya başlıyor ancak artık dönüşü bitirmek üzereyiz… 5350 metreye kadar çıkabildiğim için mutlu, çocukluğumdan beri gördüğüm manzarayı dünya gözüyle görebildiğim için şanslı hissediyorum…

Birçok yolculuğa çıkmadan önce hep aklımdan geçtiği gibi “her şeyi tüketmeden, özlenecek bir şeyler bırakarak” Lukla’ya kadar sürecek 5 günlük yürüyüşe başlıyorum… Nisan 2018’de bu kez kala Patthar zirvesini de görebilmek umuduyla Olympus Yollarda olmaya devam edecek… 

Nisan 2018 tarihindeki yolculukta 5 arkadaş aynı yürüyüşü gerçekleştirdik. O yürüyüşün yazısı ve fotoğrafları da bir başka yazıda sizlerle olacak…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Instagram